Şiir "Anlatır" mı "Sezdirir" mi?
Çoğumuz, bir şiir okuduğunda yıllarca "Şair burada ne anlatmış?" ya da "Bu şiir ne anlatıyor?" tarzında sorularla karşı karşıya kaldık. Peki şiir, gerçekten bir şey anlatma aracı mıdır?
Biz anlatmaya bağlı türleri ayrı bir başlık altında inceliyoruz aslında. Şiiri, "Duygu ve Heyecanı Dile Getiren Metinler" çerçevesinde değerlendiriyoruz. Dolayısıyla şiir, edebî bir tür olsa da doğrudan "anlatma" amacına hizmet etmez. Şiirin doğasına aykırıdır bu. Şiir; hissettirmek, sezdirmek için vardır. Anlatma işini roman, hikâye, deneme gibi anlatı türleri üstlenir.
Her ne kadar bazı şiirler, mensur tarzda yazılsa da bu onların bir anlatma amacı güttüğü anlamına gelmez. Mensur şiirlerde bile temel amaç, bir düşünceyi ya da duyguyu imgeler ve çağrışımlar aracılığıyla hissettirmektir. Şair kelimeleri birer araç olarak değil, adeta bir duygu taşıyıcısı olarak kullanır.
Şiirin anlattığını iddia ettiğimiz şeyler, aslında bizim zihnimizde uyanan izlenimler ve şiirin bizde bıraktığı etkilerdir. Ayrıca aynı dizeleri okuyan iki kişi, tamamen farklı duygularla ve çağrışımlarla şiirden ayrılabilir. İşte bu yüzden, "Şair burada ne anlatmak istemiş?" sorusu çok yersiz ve yetersizdir. Asıl sorulması gereken soru belki de şudur: "Bu şiir bana ne hissettirdi?"
Şiiri anlamaya çalışmak yerine hissetmek gerekir. Çünkü şiir, mantıktan çok sezgiye seslenen bir türdür. Örneğin Edip Cansever'in "Mendilimde Kan Sesleri" şiirinde geçen "Bir mendil niye kanar" dizesi bize somut bir olayı anlatmaz. Ama yoğun bir acı hissettirir. Dolayısıyla şiir, doğrudan anlatmaz; bize bir kapı aralar, sonra çekilir. Geriye kalan, o kapıdan geçenin iç dünyasında uyanan duygular ve düşüncelerdir.
Şair söyler ama açıklamaz, işaret eder ama göstermez. Şiir, aslında söylediklerinden çok söylemedikleriyle şiirdir. Zira söyleseydi; roman, hikâye gibi anlatma amacı güden türlerden biri olabilirdi ancak. Nitekim, bir şey anlamak amacındaysanız bu türlerden birini okuyabilirsiniz. Şiirin bir şey anlatmak gibi bir derdi yoktur. Fakat hissetmek isteyen okuyuculara şiirin kapıları her zaman açıktır.
Özdemir Asaf, "Her insanın bir öyküsü vardır ama her insanın bir şiiri yoktur." der. Evet, herkesin yaşamında bir öykü vardır, ancak herkes bu öyküyü şiire dönüştüremez. Yani, herkes yaşar fakat herkes aynı derinlikte yaşayamaz.
Peki siz; öyküsü olanlardan mısınız, şiiri olanlardan mı?
Kübra YILMAZ
kubrayilmaztr16@gmail.com
Yorumlar
Yorum Gönder