ŞİİR VE YAPAY ZEKÂ
ROBOTLAR ŞİİR YAZABİLİR Mİ?
İnsan ruhunun sesi olan şiir, makineler tarafından yazılabilir mi? Son yıllarda yapay zekânın insan yaratıcılığını taklit etme konusunda büyük adımlar attığını görüyoruz. Robotlar, algoritmalar ve kodlar, bir insanın yazdığına inanabileceğimiz türden şiirler üretebiliyor.
Örneğin, bir yapay zekâya Shakespeare'ın eserlerini öğretip onun üslubunda yeni şiirler yazmasını sağlayabiliriz. Fakat bu gerçekten iyi bir şiir olabilir mi? Yapay zekâ, insanların yüzyıllardır ilmek ilmek dokuduğu bu edebî sanatın özünü gerçekten kavrayabilir mi?
Yapay zekâ, kelimeleri bir araya getirip vezin ve uyak kurallarına uyarak herhangi bir tema üzerinden etkileyici şiirler oluşturabilir. Ancak şiirin özünü tam anlamıyla kavrayamaz. Çünkü bir şiir, sadece kelimelerin toplamı değildir. Şiirde aynı zamanda yoğun bir ‘’duygu’’ ve ‘’ruh’’ vardır. Bir şiiri okurken onun bir "ruh" taşıyıp taşımadığını sorgularız. Oysa yapay zekânın duyguları yoktur, hissetmez. O, insanlardan öğrendiği verileri harmanlayarak yeni bir içerik üretir. Dolasıyla yapay zekâ üretimi şiirlerde bir ‘’ruhsuzluk’’ söz konusudur.
Yapay zekâ üretimi şiirle, bir şairin kaleme aldığı şiiri karşılaştırabilmek için ChatGPT'den Cemal Süreya tarzında bir şiir yazmasını istedim ve bu şiiri yazdı:
İçimde bir hüzün var,
Beni anlamayan bir boşluk,
Bazen kaybolur rüzgarla,
Bazen susar, çığlık olur.
Aşkı ararım her sokakta,
Yüzlerde, gözlerde, caddelerde,
Ama hep kaybolur bir iz,
Bir adım, bir söz… Hep geride.
Şiire baktığımızda yapay zekânın aşk, yalnızlık gibi konular üzerine yazdığını görüyoruz. Bunlar, Cemal Süreya’nın da en çok üzerinde durduğu konulardır. Bu bilgi, ChatGPT verilerinde kayıtlı olabilir. Fakat şiire biçim ve içerik olarak baktığımızda, Cemal Süreya’nın tarzına uygun değildir. Çünkü Cemal Süreya’nın şiirlerinde dil çok güçlü imgelerle, alışılmamış bağdaştırmalarla doludur.
Yapay zekânın yazdığı "İçimde bir hüzün var" mısrası, Cemal Süreya'nın "Canımla besliyorum şu hüznün kuşlarını" mısrasının yanında oldukça basittir. Duygu fazlasıyla yavandır. Özgün ve orijinal bir imge yoktur. Zira hepimiz, günlük hayatta "İçimde bir hüzün var" şeklinde cümleler kurabiliyoruz. ChatGPT şiirinin diğer mısralarında da yaygın olarak kullanılan basmakalıp benzetmeler bulunmaktadır.
Bir de Cemal Süreya’nın "İki Kalp" şiirine bakalım:
İki kalp arasında en kısa yol:
Birbirine uzanmış ve zaman zaman
Ancak parmak uçlarıyla değebilen
İki kol.
Merdivenlerin oraya koşuyorum,
Beklemek gövde gösterisi zamanın;
Çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
Bir şeyin provası yapılıyor sanki.
Kuşlar toplanmışlar göçüyorlar
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
Bu şiirin kıvrak ve katmanlı bir yapısı olduğunu daha ilk dizesinden anlayabiliyoruz.
"İki kalp arasında en kısa yol" mısrasındaki metafor oldukça güçlüdür. Şairin bahsettiği yol, yalnızca fiziksel bir mesafeyi değil, kalpler arasındaki görünmez bağı da işaret eder. Bu yol; ne gözle görülür, ne de elle tutulur. Ancak hissedilir, yaşanılır. Şair, "İki kalp arasında en kısa yol" mısrasıyla dilin sınırlarını aşan, anlamın da ötesine geçen bir yakınlığı ifade eder gibidir.
"Birbirine uzanmış ve zaman zaman / Ancak parmak uçlarıyla değebilen / İki kol" mısralarında yalnızca bir dokunuş değil, aynı zamanda bir mesafe, bir ulaşamama hâli de söz konusudur. Burada, dokunmak kadar dokunamamak da ön plandadır. Parmak uçlarıyla değmek, hem bir tamamlanma ihtimalini hem de eksikliğin yarattığı boşluğu içinde taşır. Yapay zekâ, böyle derin imgeler ve duygular yaratma konusunda yetersizdir.
Genel olarak bakıldığında, Cemal Süreya şiirinin daha karakteristik bir yapıya sahip olduğu görülür. Çünkü şiir, bir algoritmaya değil, ruha aittir. Robotlar şiir yazabilir, belki çok iyi şiirler de yazabilirler. Ama yapay zekâ, kalıpları taklit ettiği için bir şairin yerini tutamaz. Dolayısıyla şairlerin yazdıkları şiirle, makinelerin yazdıkları şiirleri karşılaştırdığımızda arada bir uçurum olduğunu görürüz. Büyük ölçüde eksik olan ‘’duygu"dur. Makinelerin yazdığı şiirlerde, "duyguyu işleme" konusunda da sığlık ve yüzeysellik söz konusudur.
Yapay zekâ, şiir yazarken milyonlarca veriyi analiz eder. Ortaya yeni bir ürün çıkarmaz. Var olanı taklit eder aslında. Ayrıca bir yapay zekâ, ne kadar gelişmiş olursa olsun, insan ruhuna tam anlamıyla nüfuz edemeyecektir. Çünkü şiir, sadece sözcüklerle inşa edilemeyecek kadar güçlü bir sanattır. Nitekim gerçek şiir; bir makinenin değil, kalbin ve ruhun eseridir.
Kübra YILMAZ
kubrayilmaztr16@gmail.com
İnceliklerle dolu sanatsal bir yazı olmuş. Bayıldımmmm. Kübra hanım kaleminize sağlık . Daha çok yazı bekliyoruzzzz ❤️✒️
YanıtlaSilElinize sağlık efendim çok güzel ve haklı bir yazı olmuş. Devamını bekliyoruz.
YanıtlaSilOyle zamandayiz ki yapay zekalar yakında şairlerin bile yerini alacak belki de
YanıtlaSil